Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarım ve orman sektörü ile Anemon otelde bir araya gelerek sektör temsilcilerinin taleplerini ve sorunlarını dinledi.
Katılımcıların tek tek konuşma yaptığı etkinliğin sonunda kürsüye gelen Bakan Pakdemirli, Tarım ve Orman Bakanı olduğunda çalışma arkadaşlarına "hastayı dinleyelim" şeklinde talimat verdiğini ve bu nedenle sahada üreticilerle bir araya geldiklerini söyledi.
Bakan Pakdemirli, ‘süper yoğunluklu’ denilen zeytin tarımına geçilmesi gerektiğini belirterek, “Zeytinde kendimizi kandırmamamız lazım. Bugün bizi kurtarır ama 30. sene kurtarmayacak. Bugün bile zeytinde işçi bulamamaktan yakınılıyor. Tarım işleri ağır olduğu için çalışacak hevesli insan sayısı azalıyor. Bizim mekanizasyonla ilgili son derece hızlı adım atmamız lazım. Zeytin ağacından zeytin toplamak zor” diye konuştu.
Sektörde yapısal problemler olduğunu belirten Bakan Pakdemirli ,“Hemen çözülecek olanları çözeriz. Hiçbirinden korkmayız. İleriye yönelik neler yapmamız gerekiyorsa bugünden yapmaya başlayacağız” dedi.
Tarımı savunma sanayi kadar önemli gördüğünü vurgulayan Pakdemirli, "Tarımla ilgili teşhis ve tedavi önerilerimiz var. Bunların bir plan dâhilinde yürütülmesi gerekiyor. Çiftçiyi üzmeden, tüketiciyi de gıda enflasyonuna boğmadan bu dengenin tutturulması lazım. Havza bazlı yönetim ve destekleme üzerinde bir çalışma yapıyoruz. Hazırlıkların bitmesinin ardından duyurusunu yapacağız. Tarımı havza bazlı yöneteceğiz ve desteklemeleri de havza bazlı vereceğiz" diye ifade etti.
Üreticiyi ezdirmemek için çalışacaklarının altını çizen Bakan Pakdemirli, "Herhangi bir sıkıntı olduğu zaman müdahaleyi nasıl yaparız ona bakacağız. Bunun bir adım sonrasını ben de düşünüyorum, MTN borsası.. Türkiye bu kadar çılgın projeler hazırlıyor... Kanal İstanbul, Bakü-Tiflis tren yolu Kazakistan'a kadar gidecek. Bizim Ukrayna ve Rusya'nın hububatının ve hepsinin ticaretinin içinde olmamız lazım. Bizim global bir tarım firmasına ihtiyacımız var. Bunun bir kısmı kamunun olabilir ama tamamen özel sektör mantığıyla yönetilecek, İpek Yolu üzerinde bulunan her değerden alınan ve satılandan da payını alacak bir firmaya ihtiyacımız var. İnşallah yeni bir plan, program yaparız; bunları da Sayın Cumhurbaşkanımıza sunarız. Akabinde onay alırsak bununla ilgili çalışma yapmak istiyorum" şeklinde konuştu.
Bakan Pakdemirli, sektör temsilcilerinin soruları üzerine Manisa’da uçak kargo konusu hakkında, “İnşallah Manisa’nın direkt uçuşların olacağı konuma gelmesi lazım. Manisa birçok şeyi en az İzmir kadar hak ediyor. Manisa’ya havalimanı kazandırmamız lazım” dedi.
Bakan Pakdemirli çilek ihracatındaki sorunlar hakkında da, “Bizim batıyla olan ilişkiler çerçevesinde farklı coğrafyalara yelken açmamız lazım. Çin’e bir roadshow yapacağız. İş adamlarını bu etkinliğe davet ediyoruz. Çin coğrafyasından çok daha fazla payımızı almamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Marketlerde ucuz et satışını sosyal sorumluluk olarak gördüğünü ifade eden Bakan Pakdemirli, "Pazarda her oyuncuya yer var. Biz burada ette işimizi çeşitlendirmemiz lazım ama bugün itibariyle yüzde 6'lık bir kesimin de genele sahip bir netice ve etki doğurmayacağını düşünüyorum. Bu konuda da biraz daha sabır. Amaç Türkiye'yi et ithal etmeyecek vaziyete getirmek olmalı ama geçmiş performansa bakacak olursanız 2002'de bu millet kişi başı 6 kilo et yiyordu şimdi ise bu 15 kiloya çıktı. Üretimimiz de 2,5 kat artmış. Bu bir başarıdır, bardağa bir de dolu tarafından bakmak lazım" diye konuştu.
Türkiye'de "birlik" ve "kooperatif" kirliliğinin olduğunu aktaran Pakdemirli, bunlardan hangisinin işe yaradığının gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer de yaptığı konuşmada Bakan Pakdemirli’nin Manisa’yı ziyaretlerinden duydukları memnuniyeti ifade etti.
Vali Güvençer şunları söyledi: “Sabah domates sergisinden hemen sonra üzüm hasat sezonunu başlattık. Manisa’da artık gelenekselleşmiş, insanlık camiasının kadim bir geçmişten beri sürdüre geldiği bu tür hasat şenlikleri haddizatında bazen çok açıkça ve doğrudan, bazen zımnen bir şükür ifadesidir. Bizler de kıymet bilir kullar olarak, şükür ifademizin nişanesi yapıp üzüm hasat sezonumuzu bugün saygıdeğer bakanımızın da teşrifleriyle Allaha çok şükür başlattık. Tarım, bir ekonomik sektör olarak tanımlansa da, bir ekonomik sektör olarak tek başına tanımlanabilecek boyutları çok çok aşıyor. Önce toprak, su, meteorolojik koşullar, hava bunlar birer mekan ve imkan olarak Allahü Teâlâ’nın lütfu, sonra insan, insanın besmeleli niyeti, iradesi, alın teri, insanın nasırlı elleri, avucu, sonrasında bu mesai sonrasında beklenen ümitler, sonrasında alınan ürünler, birer nimet, sonrasında bu nimetin sofralarda buluşması, insanlarla paylaştırılması, nihayetinde bir bereket tarım. Bu tarım, belki de insan olmanın insan olmaklığın en önemli parçalarından biri. Manisa'mızda nüfusumuzun yüzde 40'ını tarımsal alanda iskan ediyoruz. İş gücü piyasamızın yüzde 40'ını tarım sektöründe istihdam ediyoruz. Manisa'da tarımsal faaliyetlerle yaklaşık 10 milyar liralık bir değer üretiyoruz. İhracatımızın yaklaşık yüzde 13 buçuğuna tekabül eden doğrudan 500 küsür milyon liralık bir ihracat yapıyoruz. Tarıma dayalı sanayi ihracatımızla birlikte bu rakam biraz daha elbette yükseliyordur. Bütün bunlarla birlikte tarım elbette Manisa için önemli, bunu biliyoruz. Ama Manisa da Türk tarımı için tarımın Manisa’da önemli olduğu kadar önemli, Manisa Türk tarımı için de önemli bir vilayet. Ayrıca şunu da biliyoruz, tarım kabiliyetli, tarım potansiyelli bu topraklar, bu klimal özellik bizlerin değil, bizlerin emaneti bütün milletimizin adına, hatta ve hatta bütün dünya insanlığı adına bu emanete sahip çıkma bilinci içerisindeyiz. Türkiye’de, Manisa’da tarım sektörü iyi durumda, ama daha iyi durumda olabilir, daha iyi durumda mutlaka olmalı. Tarım sektöründe tarım sektörünün bütün paydaşları başarılı, tarım sektöründe tarıma hizmet eden kamu kurumları, Tarım Bakanlığımız, Tarım Bakanlığımızın il teşkilatlanmaları başarılı, ama daha da başarılı olabilirler, daha başarılı olmalılar, daha başarılı olmalıyız. Bu tür toplantılar işte bu daha başarılı olmanın en müşehhaz ve inşallah en verimli arayışları. Biraz sonra sektör temsilcileri söz alacak, konuya dair çok şey söyleyecekler. Ancak ben biliyorum ki sektörümüzün bütün paydaşları, çiftçilerimiz, işletmelerimiz, odalarımız, meslek örgütlerimiz çalışkandır, makuldür, ölçülüdür, dengelidir, şükür bilir kadir bilir emanetinin bilincindedir, yakınmacı değildir, ama emanetinin ağırlığı altında daha iyisinin arayışı içerisindedir. Biraz sonra sektör temsilcileri marifetiyle dile getirilecek bütün hususlar bu daha iyiye olan arayışın en somut işaretleri olacaktır. Allaha çok şükür bu hususların hiçbiri birer kördüğüm değildir, birer açmaz değildir, birer uçurum değildir, birer handikap değildir. Bugüne kadar hep birlikte elde ettiğimiz başarının hasılası olarak sadece ve sadece daha iyisi için kendimize koyduğumuz hedefte nişan noktaları, hedef noktaları, işaret levhalarıdır. Duygusal bir milletiz, çalışkanız, şükretmeyi biliriz, kadri biliriz ama Allaha çok şükür artık rasyonel davranmayı, realist olmayı, dünyayla yarışmayı, teknolojiyi kullanmayı, pazarlamayı da usulüne uygun, olması gerektiği şekilde hedeflemiş ve beceren pozisyondayız. Gün be gün mesafe kat ediyoruz, bugüne kadar kat ettiğimiz yüksek mesafe bundan sonra kat edeceğimiz mesafenin de mutlak işaretidir. Belki saygıdeğer milletvekilimiz İsmail Bilen beyefendinin de mahsusen ifade ettiği üzere, sulama sorunumuzdur, hali hazırda toplam tarım topraklarımızın ki toplam toprak hazinemizin yüzde 40’nı teşkil ediyor, yüzde 47’sini ancak sulayabiliyoruz. Ancak ekonomik olarak sulanabilir toprak varlığı açısından değerlendirdiğimizde sulayabildiğimiz ve çok yakın zamanda bitecek projelerle sulayacak olduğumuz alan yüzde 70’leri aşacaktır. Ama ancak burada hedefimiz yüzde 70’tir. Bu yüzde 70’ini oluşturan sulama tesislerimizin de mutlak suretle kapalı sisteme geçme zarureti vardır. Bu manada tarım sektöründe 2002’den 2017’ye kadar toplam 13,5 milyar, yani 3,5 katrilyonluk bir yatırım bu İl’e yapılmıştır ve Bakanlığımızın projeksiyonu içerisinde Manisa’nın bütün sulanabilir alanlarının yüzde 100 sulamaya kavuşturulması gibi bir hedef olduğunu, bu anlamda da çok müteşahhıs adımlar atıldığını biliyorum. Tekrar ben bütün taraflara çok çok teşekkür ediyorum, Tarım ve Orman Bakanımızın şahsında Tarım ve Orman Bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Madem bir hasat sezonunun başlangıcında ve hatta ortasındayız, hepimize bereketli bir yıl diliyorum. İnşallah arz var, su var, hava var, Allahın lütfu, bereketi var, biz varız, hep beraberiz ,birlikteyiz, kararlıyız, birbirimizi seviyoruz, birbirimize güveniyoruz, el ele verdik, daha iyisi neden olmasın, olacaktır inşallah. Ben tekrar bu duygularla sizleri saygıyla selamlıyorum. Sektör temsilcilerimize tekrar verecekleri katkı için çok çok teşekkür ediyorum. Teker teker not alınacak, kitap haline getirilecek ve mutlak suretle yankısını da bulacaktır.”
Bakan Pakdemirli, Poşuyla Bağda Üzüm Kesti
Bakan Pakdemirli Manisa ziyaretinin sonunda beraberindekilerle birlikte Şehzadeler ilçesine bağlı Çamköy Mahallesi mevkiinde Halil Başkentli isimli üreticiye ait bir üzüm bağına gitti. Çizme giyen ve poşu takan Pakdemirli, bağda asmadan üzüm kesti. Pakdemirli, üretici ve işçilerle hatıra fotoğrafı çekildi.