Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, 19 Ekim Muhtarlar Gününde Manisa il genelinde görev yapan muhtarları Manisa Polisevinde kabul etti.
Vali Güvençer’in konuklarını tek tek tokalaşarak karşıladığı, Manisa Valiliği İdare ve Denetim Müdürlüğü organizasyonu ile gerçekleşen programa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mümtaz Kahya, ilçe kaymakamları, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Can, İl Emniyet Müdürü Fevzi Bilgiç, ilçe belediye başkanları, MASKİ Genel Müdürü Yaşar Coşkun, daire müdürleri ile il genelinde görev yapan muhtarlar katıldı.
Programda ilk olarak Manisa Valiliği İdare ve Denetim Müdürlüğünce hazırlanan sunum izlendi.
Demirci Muhtarlar Derneği Başkanı Nurullah Emekli günün anlam ve önemine ilişkin konuşman yaptı. Emekli, “Muhtarlık müessesesi, kültürümüzün ve toplum hayatımızın önemli yapı taşlarından olup yerel demokrasimizin en eski, devletimizin her noktadaki kurumsal temsilciliği olduğu aşikardır. Muhtarlarımız, bulunduğu mahallede devletimizin tüm kurumlarını temsil etmekte ve halkımızla devlet kurumları arasında köprü vazifesi görmektedir. Yönetim anlayışımızda, vatandaşımızın devletimize ihtiyaç duyduğunda çalacakları ilk kapının muhtarlarımız olduğu bilinci çok önemli bir yer tutmaktadır. Günümüzde kendini yenileyen kurumların başında gelen muhtarlar, çağdaş kamu yönetimiyle hem sevinçte hem de hüzünde halkın her zaman yanında ve hizmetindedir. Muhtarlarımızın zor şartlarda, kısıtlı imkanlarla, fedakar hizmetlerinin karşılığı maneviyat olsa da son dönemde maddi manevi iyileştirmelerin artarak devam etmesi, devletimizin muhtarlara verdiği önemin bir göstergesidir” dedi.
Yunusemre İlçesi 50. Yıl Mahalle Muhtarı ozan Erol Akar muhtarlarla ilgili şiirini okudu.
Daha sonra Vali Mustafa Hakan Güvençer, 35 yılı aşkın süredir hizmet eden Salihli ilçesi Hacılı Mahalle Muhtarı Zeki Karatepe, Kırkağaç ilçesi Şair Eşref Mahalle Muhtarı Mehmet Avcı, Alaşehir ilçesi Dağarlar mahalle Muhtarı Süleyman Korkmaz ile 15 yıldır hizmet eden Gördes ilçesi Adnan Menderes Mahalle Muhtarı Seyyide Cenki ve Salihli ilçesi Aksoy Mahalle Muhtarı Nalan Teksar’a plaket takdim etti.
Plaket sunumunun ardından konuşan Vali Güvençer Muhtarlar Gününü kutlayarak, “muhtarlık bir görev tanımı içerisinde bir isim kelime olmakla birlikte, özellikle bizim devlet kültürümüzde, aynı zamanda bir kavram. Bu kavramın içini hali hazırda sizler doldurduğunuz kadar, başlangıcından bugüne kadar, muhtarlığı bugünkü saygın konumuna taşıyan, aramızda bulunmayan, ahirete irtihal etmiş Türkiye’nin dört bir köşesinden muhtar kardeşlerim var. Muhtarlık kutlu bir görevdir, aynı zamanda vatan savunmasında, şehadet mertebesine eren muhtar arkadaşlarım, muhtar kardeşlerim, muhtar büyüklerimiz de var. Onları da rahmetle yad edelim” dedi.
Vali Güvençer şöyle devam etti: “Türkiye günbegün, anbean daha iyiye gidiyor ise, bu daha iyiye giden kutlu yürüyüşte Manisa’mız, İlçelerimiz, mahallelerimiz, günbegün mesafe kat ediyor, daha iyiye ulaşıyorsa, Manisa’mız bir yıl önceki Manisa, ilçelerimiz, mahallelerimiz bir yıl önceki mahalle değilse, bu memlekette artık pek çok muaccel, özel insani sorunlar çözülmüş, insanlarımız mutlu ve güven içerisinde sokaklarda iseler, bu bir şükredilmesi, kıymeti bilinmesi gereken bir başarıdır ve bu başarıda her birinizin bu ülkede yaşayan milyonlarca insandan çok daha fazla özel katkısı, payı vardır. Ellerinize, emeklerinize sağlık. Bundan sonra bileklerinize güç, yolunuza aydınlık olsun, yürekten diliyorum. Kitabı açarsak, ister sizleri tanımlayan kitapları, hatıra kitaplarını, tarihi kitapları, siyaset bilimi, sosyoloji kitaplarını ya da mevzuatı, muhtarın tırnak içerisine alınmış muhtarlık isim kelimesinin, bir tanımlaması var. Ama o tanımlamaya sığmadığınızı ben çok yakından biliyorum. Muhtar, her şeyden önce seçilmiş insandır. Muhtar, her şeyden önce güvenilir insandır. Muhtar, herkesten önce devlet tarafından da, mahalle sakinleri tarafından da günün, gecenin hangi saati olursa olsun, büyük bir itimatla kapısı çalınan insandır ve bu kapı çalınırken ne devletin ne de vatandaşın bu kapının sonuna kadar açılacağından hiç kuşkusu yoktur. Vatandaşa ve devlete açılan bu kapılarınızın açıldığı haneleriniz de bereketi olsun inşallah, onu da diliyorum. Sıklıkla tekrarlıyorum, sizler birer kamu temsilcisisiniz, birer kamu otoritesisiniz, birer kamu hizmetlisisiniz. Bulunduğunuz mahallelerde yürütmenin, devletin yürütme erkinin, hatta bazen, biraz abartılı da olsa devletin bizatihi kendinin, devletin görünen yüzünün temsilcisisiniz. Öte yandan sizler aynı zamanda, birer kamu otoritesi olmakla birlikte seçilmiş olmak vasfınızla bizatihi vatandaşın devlet nezdinde sesi, soluğu ve gücüsünüz. Muhtarlık, demokratik sistemlerin temel taşıdır demesi kolay. Bunu sıklıkla tekrarlıyoruz, Devlet nedir? Devlet önce otoritedir, sonra hizmettir ve mutlak surette her halükarda bir taraftan sahiplenilecek, kıskançlıkla sahiplenilecek, mahremiyet duygusu ile sahiplenilecek, ırz namus duygusu ile sahiplenilecek, bir yandan da her halükarda gölgesine sığınılacak bir muhteşem çatıdır. Öte yandan aynı zamanda devlet, vatandaşının hizmetkarıdır. Ona hizmet üretir. Başta güvenlik hizmeti üretir. Sonrasında eğitim, sağlık, alt yapı ve sair. Bu devletin fonksiyonel tanımı. Devlet gerek otorite gücünü gerekse hizmet güç ve kabiliyetini nereden alır? Devletlere göre, sistemlere göre bu değişebilir. Demokrasi, ifade ediyoruz ama demokrasiden de önce, bizim öz medeniyetimizin, kültürümüzün, töremizin, şiarımızın ve elbette demokratik sistemimizin gereği devlet gerek gücünü, gücünün meşruiyetini, gerekse hizmet üretirken ihtiyaç duyduğu kuvveti, kudreti doğrudan milletinden alır. Bazen millet deyip geçiyoruz, milletimizi çok sevdiğimizi ifade ediyoruz, ama daha hane halkımızdan, komşumuzdan başlayarak bu milletin fertlerini sevmek konusunda veya sevgimizi göstermek konusunda zaman zaman birilerimiz ihmalkar davranıyoruz. Millet dediğimiz, her bir ferdi ihmal edilemeyecek ölçüde hücre bütünlüğü gibi oluşturduğu bir organizmadır. Sizler o manada son derece kıymetlisiniz. Bu devlet otoritesini sizin mahallelerinizdeki evlerinde, dükkanlarında, bahçelerinde, tarlalarında bu memleket için alın teri döken her bir insandan alıyor. Her bir insanın toplu gücü tabiri caizse sizler tarafından kamu gücüne yansıtılıyor. Hakeza hizmet, ferdi olarak, hiç birimizin kuvveti bütün eksiklikleri gidermeye, bütün yırtıkları yama yapmaya, bütün yanlışlıklara mani olmaya yetmez. Anlaşılabilir mazereti vardır, ama devletin mazereti olmaz. Eğer devlet gerçek bir devlet, bizim devletimiz, bizim medeniyetimizin, bizim milletimizin devleti, Türkiye Cumhuriyetinin devleti gerek vatandaşlarının genel güvenliği açısından otorite tesis ederken, gerekse vatandaşlarına hizmet sunarken, bir tek Türk vatandaşını bile, bu hizmet çemberinin dışında bırakmamaktan sorumlu. Ne yazık ki bana çok ağır bir yük geldiği için bunu ifade ediyorum. Manisa vilayeti sınırlarında bir tek yoksun kalmış vatandaş kalmamacasına bu hizmeti üretmek, bu hizmeti o vatandaşa kadar getirmek benim sorumluluğumda, bu makamın sorumluluğunda, yoksa şahsım olarak bakarsak beni çok çok aşıyor. Ama makam olarak, valilik olarak gecenin bir yerinde, en uzak ilçemizin en ücra köşesinde çaresizlik, çaresi olduğu halde çaresizlik içinde kıvranan bir tek vatandaşımız var ise onun feryadı, onun figanı, onun şikayeti gelir benim yakama yapışır. Hissetsem de hissetmesem de, bilsem de bilmesem de kaçış yok. Bu dünyada yakalayamazsa büyük mahkemede, mahkemeyi kübrada, mizanda gelir beni bulur. Beni bulur deyince rahatlamayın, bu manada sizi tevkil ediyorum, vekil kılıyorum, ben kılmasam da zaten hem işin eşyanın tabiatı, hem kanunlar bu vekaleti size vermiş durumda. Biliyorsunuz çok yaygın bir söz var, ‘vekil asilin durumundadır.‘ Sizler bulunduğunuz mahallelerde, devletin şefkatli elinin hizmet çabasının, gayretinin temsilcilerisiniz. Biraz önce söylediğim gibi haklı ve çaresi olduğu halde çaresiz kalmış vatandaşın eli bir gün gelir beni bulur. Beni belki biraz zor bulur ama sizi hemen bulur. Allah yardımcınız olsun. Gücümüzü aşan sorumluluğumuz yok, ama gücümüzün farkında olmak, doğru hesaplamak, doğru kullanmak durumundayız. Sonuç üretmek, çare üretmek her zaman hiç birimizin tek başına elinde olmayabilir, ama kayıtsız kalma lüksümüz yok. Bileceğiz, farkında olacağız, takip edeceğiz, uğraşacağız.”
Vali Güvençer, “Büyükşehir Yasasından sonra özellikle doğrudan araç kullanmak, bütçe kullanmak, kaymakamlıklar marifetiyle bir şeyler üretmek konusunda ve köy ihtiyar meclisleri aracılığıyla kararlar alarak kendi başınıza bir şeyler üretmek konusunda zafiyete uğradınız ama bu oluşan zafiyeti denetim hizmet kurumları ve özellikle belediye başkanlıklarımız ve büyükşehir belediye başkanlığımız elden gelen imkanlar çerçevesinde telafi etmeye çalışıyorlar. Yüce gönüllülük gerekiyorsa, sabır gerekiyorsa, bazen haklı olduğunuz halde, yorulduğunuz halde boyun büküp rıza göstermek gerekiyor. Bu yönüyle de haddizatında yürekten kutlanmayı hak ediyorsunuz” şeklinde konuştu